Onun adı, gece yarıları fısıltılarla anılır, onunla ilgili anlatılan hikayeler kulaktan kulağa yayılırdı. Kimi, Büşra’nın cinlerle konuştuğunu söylerdi, kimi de onun bir zamanlar bir musibetin kurbanı olduğunu… Bayan Büşra, bu dünyaya sıradan biri olarak gelmemişti. Henüz küçük bir çocukken, ailesi onun geceleri uyurken konuştuğunu, odasından garip sesler geldiğini fark etti. Annesi ona bir hoca götürdü ama hiçbir dua, hiçbir muska onun üzerindeki gizemi çözemedi. “O, cinlerin dostu olacak,” dedi yaşlı bir bilge. Büşra büyüdükçe, Diyarbakır’ın dört bir yanından insanlar ona gelmeye başladı. Kimisi musallat olan varlıkları kovdurmak istiyordu, kimisi ise yasaklı bilgilere ulaşmak… Bayanlar Büşra, Sur’daki eski bir evde yaşıyordu. Onun kapısından içeri girmek cesaret istiyordu. Bir gece, ona genç bir adam geldi. Gözlerinin altı morarmış, sesi titriyordu. “Hocam, üç gecedir rüyalarımda beni çağıran bir ses duyuyorum. Karanlık bir varlık gölgelerde saklanıyor, gözlerini bana dikiyor. Uyandığımda odada nefes sesleri duyuyorum… Diyarbakır Eskort Büşra derin bir nefes aldı, gözlerini kapattı ve adamın ellerine dokundu. O an odanın içi bir anda soğudu. Mum ışıkları titredi, duvardaki gölgeler hareket etmeye başladı. “Bu sana musallat olan, Diyarbakır escort bayan sıradan bir varlık değil,” dedi Büşra. Adam korkuyla irkildi. “Ben… Ben sadece meraktan bir çağrı ritüeli yaptım,” diye fısıldadı. Büşra başını iki yana salladı. “Bazı kapılar, açıldığında bir daha kapanmaz,” dedi. “Ama seni kurtarabilirim. Eğer bedelini ödemeye hazırsan… Adam tereddüt etti. “Ne bedeli? Büşra gözlerini açtı, sesi yankılandı: “Her varlık, bir karşılık bekler. O gece, Diyarbakır’ın sokaklarında garip sesler duyuldu. Gökyüzü bir an için karardı, rüzgar uğultuyla esti. Sabah olduğunda, genç adam bir daha hiç görülmedi. Diyarbakır Ofis Escort Büşra’nın kapısı hâlâ oradaydı, ama artık ona gitmeye cesaret edenlerin sayısı azalmıştı. Çünkü Diyarbakır halkı biliyordu: Cin Hocası Büşra, sadece varlıkları kovmaz… Bazen, ruhları da alırdı.
Diyarbakır, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık on ikinci şehri. 2014 itibarıyla 1.635.048 nüfusa sahiptir. Diyarbakır kent merkezi yaklaşık 9000 yıllık bir geçmişe sahiptir.Diyarbakır şehri farklı dönemlerde farklı isimlerle anılmıştır. M.Ö 200'de Amidi Asur hükümdarı Adad-Nirari'ye ait bir kılıç kabzasında şehrin adı “Amid” ya da “Amidi” olarak geçmektedir. Roma ve Bizans kaynaklarında şehrin adı “Amid, O'mid, Emit, Amide” şeklinde adlandırıldığı görülmektedir. 11. yüzyılda yöreye gelen Türkmenler şehirdeki yapılarda kullanılan siyah renkli taşlardan dolayı şehre “Kara Amid” demişlerdir. Arap egemenliği sırasında “diyār” (ديار) ve “Bekr” (بکر) isimleri ile Diyâr-i Bekr olarak kayıtlara geçmiştir. Osmanlı'nın son yıllarına kadar daha çok bir bölge adı olarak kullanılmıştır. Ancak merkez için kullanılan Amid isminin kullanımının özellikle Diyar-ı Bekr'in (Diyarbekir) 1867 yılında vilayet oluşu sonrası yavaş yavaş terkedildiği, bütün bölgeyi nitelemesinin yanında merkez sancak için de (Diyar-ı Bekr) Diyarbekir adının kullanıldığı görülmektedir.
Onun adı, gece yarıları fısıltılarla anılır, onunla ilgili anlatılan hikayeler kulaktan kulağa yayılırdı. Kimi, Büşra’nın cinlerle konuştuğunu söylerdi, kimi de onun bir zamanlar bir musibetin kurbanı olduğunu… Bayan Büşra, bu dünyaya sıradan biri olarak gelmemişti. Henüz küçük bir çocukken, ailesi onun geceleri uyurken konuştuğunu, odasından garip sesler geldiğini fark etti. Annesi ona bir hoca götürdü ama hiçbir dua, hiçbir muska onun üzerindeki gizemi çözemedi. “O, cinlerin dostu olacak,” dedi yaşlı bir bilge. Büşra büyüdükçe, Diyarbakır’ın dört bir yanından insanlar ona gelmeye başladı. Kimisi musallat olan varlıkları kovdurmak istiyordu, kimisi ise yasaklı bilgilere ulaşmak… Bayanlar Büşra, Sur’daki eski bir evde yaşıyordu. Onun kapısından içeri girmek cesaret istiyordu. Bir gece, ona genç bir adam geldi. Gözlerinin altı morarmış, sesi titriyordu. “Hocam, üç gecedir rüyalarımda beni çağıran bir ses duyuyorum. Karanlık bir varlık gölgelerde saklanıyor, gözlerini bana dikiyor. Uyandığımda odada nefes sesleri duyuyorum… Diyarbakır Eskort Büşra derin bir nefes aldı, gözlerini kapattı ve adamın ellerine dokundu. O an odanın içi bir anda soğudu. Mum ışıkları titredi, duvardaki gölgeler hareket etmeye başladı. “Bu sana musallat olan, sıradan bir varlık değil,” dedi Büşra. Adam korkuyla irkildi. “Ben… Ben sadece meraktan bir çağrı ritüeli yaptım,” diye fısıldadı. Büşra başını iki yana salladı. “Bazı kapılar, açıldığında bir daha kapanmaz,” dedi. “Ama seni kurtarabilirim. Eğer bedelini ödemeye hazırsan… Adam tereddüt etti. “Ne bedeli? Büşra gözlerini açtı, sesi yankılandı: “Her varlık, bir karşılık bekler. O gece, Diyarbakır’ın sokaklarında garip sesler duyuldu. Gökyüzü bir an için karardı, rüzgar uğultuyla esti. Sabah olduğunda, genç adam bir daha hiç görülmedi. Diyarbakır Ofis Escort Büşra’nın kapısı hâlâ oradaydı, ama artık ona gitmeye cesaret edenlerin sayısı azalmıştı. Çünkü Diyarbakır halkı biliyordu: Cin Hocası Büşra, sadece varlıkları kovmaz… Bazen, ruhları da alırdı.